Değerli Dostlarımız ve Danışanlarımız,
Ekonominin sadece politikacılara bırakılamayacak kadar hayati öneme haiz karmaşık bir disiplin olduğunu düşünüyorum.
Bu pazar sabahı bazı sayısal veriler üzerinden tamamen amatörce bir ekonomik durum değerlendirmesi yapmak istedim.
Nüfusumuz ; 83 M
Çalışabilir nüfusumuz ; 62 M 300 K
Toplam istihdam ; 25 M 600 K
Bu tablo ile çalışabilen her 100 kişiden sadece 41'inin çalıştığı bir ülkede ekonomik kalkınmadan bahsedebilmek hayalperestlikten öteye geçemez kanaatindeyim.
Bu yetersiz istihdamda hizmet sektörünün payı % 38.9 iken sanayi sektörünün payı % 28.1 .
Açlık sınırı ; 2,431 TL
Yoksulluk sınırı ; 7,918 TL
Toplumun % 20’sinden fazlası açlık sınırının altında, % 60’dan fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor..
Fakirlik kader değildir, refah talebi en doğal haktır. Ancak bu hakedişi yaratabilmek ve ahlaklı bir şekilde paylaşmak konularında sıkıntılarımız vardır. Her şeyden evvel, çalışabilir nüfus içinde olup muhtelif nedenlerle çalışmayan kitleyi çalışır / üretir konuma getirmek gerekmektedir.
Bu kitlenin en az 42 M seviyesine yükseltilemediği sürece fakirlikle mücadele edilemez inancındayım.
Bu durumda yaklaşık 15 M insanımız için ilave istihdam olanağı yaratmak zorundayız.
Bunu başarabilmek için ; Ekonomistlerimizin, bilim insanlarımızın , iş adamlarımızın, STK larımızın ve üniversitelerimizin önemli ve kıymetli açıklamaları var..
Ülkemizin ulusal sorunlarına ve olası çözümlerine kafa yoran sıradan bir vatandaş olarak benim penceremden görebildiğim kadarı ile bazı önerilerim aşağıda arz edilmiştir.
- Yabancı sermaye girişi için ilk ve en önemli kriter olan, halen neredeyse sıfır seviyesindeki güven ortamını öncelikle demokrasi ve özgürlükler bazında tesis etmek,
- Ulusal kaynaklarımızın angajmanında öncelikleri revize etmek, tüm politik kaygılardan arınarak üretim ve istihdamı merkeze almak, aciliyeti olmayan diğer tüm yatırım projelerini iptal etmek,
- Ücret dışı maliyetleri azaltmak,
- Teşvik politikalarını revize etmek,
- Sanayi ve Eğitim ilişkisini geliştirmek
- Sigorta ve vergi mevzuatında yatırımcıyı cesaretlendirici, motive edici değişiklikleri, reformları yapmak,
- Para politikalarını ve kur rejimini ivedilikle revize etmek ,
- Ekonominin dümenini gerçek anlamda liyakat sahibi deneyimli Kaptan’lara bırakmak. Bu kapsamda; Pandemi ile mücadele için kurulan Bilim Kurulu gibi Akademisyen/Biliminsanı, iş insanı, bürokrat, yatırımcı, siyasetçi, Bankacı ve ilgili STK temsilcilerinden oluşan “Ekonomik İstişare Kurulu” oluşturmak ve bu kurulun tavsiye /önerilerine uygun politika ve stratejileri geliştirmek/uygulamak.
Saygılarımla
Serdar DURAT
Fikir Fabrikam Düşünce Kulübü