20.yüzyıl boyunca nesillerin ortak hayali, bir ev sahibi olmak, mülkiyet güvencesiyle geleceği güvence
altına almaktı. “Dünyada mekan, ahirette iman” sözü yalnızca kültürel bir öğreti değil aynı zamanda
orta sınıfın sosyoekonomik hedef haritasıydı. Ancak 21. yüzyılın ikinci çeyreğine yaklaşırken, değişen
finansal koşullar ve küresel ekonomik trendler bu anlayışı radikal biçimde sarsıyor. Sahiplik, yerini
“erişim temelli yaşam biçimi” anlayışına bırakıyor. Bu değişimin kök nedenlerine ilişkin bir analiz
aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.
- Krediye erişim: “Hayalin bedeli artık erişilemez hale geldi”
Son yıllarda yükselen faiz oranları ve sıkılaşan kredi politikaları, özellikle konut kredisine erişimi ciddi
şekilde zorlaştırdı. Örneğin Türkiye’de 2024 yılı itibarıyla konut kredisi faiz oranları %3,5 seviyelerine
çıkarken, ortalama vadeli bir kredi için geri ödeme miktarı neredeyse evin iki katı maliyetine ulaştı. Bu,
bir mülkün satın alınması yerine uzun vadeli kiralanmasının hem maliyet etkinliği hem de likidite
açısından çok daha rasyonel bir tercih haline gelmesine neden oldu.
Kaynak: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 Konut Finansmanı Raporu
Veri Notu: 2023 yılında konut kredisine erişim oranı %18’e kadar gerilemiştir.
- Varsıl kesim için de gayrimenkul artık yatırım aracı değil, yük haline geliyor: Geçmişte birikimlerin
en güvenli limanı olarak görülen gayrimenkul, artık yatırım getirisi açısından enflasyonun gerisinde
kalan, likiditesi düşük ve yönetim maliyetleri yüksek bir araç haline gelmiştir. Özellikle büyük
şehirlerdeki konut piyasasında, kiraların mülkiyet değerine oranla daha hızlı artması, yatırımcıyı
kiralamaya yönlendirmektedir.
- Kira/Değer oranı, İstanbul, Londra ve Paris gibi metropollerde tarihsel ortalamaların 2 katına ulaşmıştır.
- ABD ve Avrupa’da “Rentvesting” (kirada otur, farklı yerde yatırım yap) modeli hızla
yaygınlaşmaktadır.
Kaynak: UBS Global Real Estate Bubble Index 2023
Ek Bilgi: Avrupa’da 30 yaş altı bireylerin %72’si ev sahibi değil; kiracı yaşam tarzını
tercih ediyor (Eurostat 2023)
- Sahiplik yerine erişim: Paylaşımlı ekonominin yükselişi
Uber, Airbnb, Blueground, Zipcar ve hatta “furniture as a service” gibi dijital çözümler, sahiplik
kavramını yalnızca konut değil, otomobil ve eşyaya da alternatif hale getirdi. Özellikle genç kuşaklar
için esneklik, deneyim ve özgürlük, sahiplikten daha öncelikli hale geldi.
Mülkiyet artık özgürlük değil, çoğu zaman bağlayıcılık anlamına geliyor.
- McKinsey (2023) raporuna göre, Z kuşağının %65’i, “hayat tarzıma esneklik sağlayan kiralama modelini tercih ederim” diyor.
- “Asset-light living” (varlıksız yaşam) anlayışı, minimalizmle birleşerek yeni bir
kültürel norm haline geldi.
- Dijital finansman çağı: Likit, Hızlı ve Küresel
Kripto varlıklar, hisse senedi uygulamaları, ETF’ler ve mikro yatırım platformları, bireylerin
birikimlerini gayrimenkule yönlendirmek yerine likit ve getirisi daha yüksek alanlara taşımasına olanak
tanıyor. Gayrimenkul gibi sabit, yerel ve uzun vadeli bağlılık gerektiren yatırımlar, bu yeni düzende
rekabet avantajını kaybediyor.
Veri: 2022-2024 arasında Türkiye’de 18-35 yaş arası bireylerin %48’i ilk yatırım tercihini
gayrimenkul değil, dijital finansal araçlar olarak belirledi.
Kaynak: Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Genç Yatırımcı Raporu
Sonuç: Mülkiyet anlayışı yerini finansal akla bırakıyor
Artık ev sahibi olmak, ideal değil bir yük olarak görülmeye başlandı. Toplumun büyük kesimi için bu
hayal, ekonomik gerçekler karşısında anlamsızlaştı. Yeni nesil artık bir eşyaya veya mülke sahip olmak
yerine, onu gerektiğinde, kısa /orta vadeli, esnek ve düşük maliyetle kullanmaya odaklanıyor. Bu
durum, yalnızca bireysel tercihleri değil; şehir planlamasından vergi politikalarına, finansal
hizmetlerden yatırım danışmanlığına kadar birçok alanda paradigma kırılmalarının, değişimlerin
kapısını aralıyor. Sahip olmak ile erişebilmek arasındaki farkı yeniden tanımladığımız bu çağda
“zenginlik”, artık mal biriktirmek değil; zaman, deneyim ve esneklik sahibi olabilmektir.
Bu değişim, ekonomik zorunlulukların ötesinde bir kültürel dönüşümün de habercisidir kanaatindeyim.
Saygı ile
Serdar DURAT
20.06.2025