Değerli Danışanlarımız, Dostlarımız ;
Okuryazarlık denilince artık akıllara sadece okuyabilmek ve/ya yazabilmek becerisi gelmiyor. UNESCO’nun kabül ettiği tanımı ile ifade etmek gerekirse ; okuryazarlık için muhtelif bağlamlarla ilgili basılı ve yazılı materyaller kullanarak tanımlama, anlama, yorumlama, oluşturma, iletme ve hesaplama yetkinliğidir denilebilir.
Öğrenme sürekliliği ve karar verme süreçleri için vazgeçilmezdir.
Veri; Belirli maksatlarla yapılan araştırmalar neticesinde elde edilen şeylerin, sonuçların, çıktıların ve ham bilgilerin toplamı olarak tanımlanıyor.
Veri Okuryazarlığı ; veri üzerinden ve veri ile yapıcı olarak toplumun dikkatini çekme isteği ve kabiliyeti olarak tanımlanıyor.
Kimler veri okuryazarıdır sorusunun cevabı ise ; veriye farklı yollardan nasıl ulaşacağını bilen, doğru soruları sorabilen, veriden çıktılar alıp veri ile temel istatistiksel analizleri yapabilen kişilerdir diyebilirim.
Bu kavramın yakın gelecekten itibaren hayatın olağan akışında yerini alacağını ve görev tanımları için aranan /istenen niteliklerden önemli bir tanesi olacağını değerlendiriyorum.
Zira 2022 dünyasında gelişmiş uygar ülkelerde veriye dayalı olmayan bilgilendirmelere ve değerlendirmelere itibar edilmiyor. Veri olmadan yapılan yorumlara falcılık gözü ile bakılıyor, kehanetten öte bir anlam ve önem verilmiyor.
Özellikle kariyerlerinin başındaki gençler için önerim ve tavsiyem hangi disiplinde eğitim alırlarsa alsınlar en kısa zamanda bu yetkinliği de kazanmalarıdır. Yoksa müstakbel iş görüşmelerinde İK yöneticilerinin karşısında zor durumda kalabilirler.
Saygı ile
Serdar DURAT